DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Geçen ay Georg Büchner Ödülü’nü kazanan E. Sevgi Özdamar’ın cümleleri ile çizgileri arasındaki ortaklıklar: "Endonezya’da inci toplayıcılarının istiridyelere belli yerlerinden dokunduklarında kabukların kendilerinden açıldığını, desenlerinin birçoğunun da açılmaları için doğru yerlerden bakılmayı beklediklerini Sevgi’ye söylediğimde, bir an siyah gözlerinin sigara dumanının ardından parladığını gördüm."
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
"Emine Semiye ve Fatma Aliye, Mükâfat-ı İlahiye ve Udi romanlarında yazın alanında kendilerine yer açmak ve kadın merkezli bir edebiyat inşa etmek için kendilerinden önceki erkek yazarların kanunlarına karşı çıkarlar."
“Kadın hareketinin iki dalgası arasındaki dönemde eserler üreten bazı yazarların metinlerinde feminist unsurların yer aldığını ve bunun da 1980’lerde güçlenecek olan hareketin filizlerini, düşünce ve enerji birikimini oluşturduğunu düşünerek, feminist duyarlılığın ikinci dalga öncesinde edebiyatta kök saldığına inanarak araştırma yapmaya başladım.”
Galerist'teki Bedbahtlıklar ve Yeni Hazlar sergisi / "Türk Mata Hari" Emine Adalet ve Benli Belkıs / Yahya Kemal'in kaçışı ve dönüşü / Hayatta Kalma Sanatçıları / Armağan Çağlayan
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
İnsan haklarına dair temel sorular, hak kategorileri ve başvurulacak temel kitaplar: "İnsan hakları kesinlikle sadece hukukçulara bırakılmamalı."
"Hak mücadeleleri için daha önce yürütülen hukuk savaşı toplumsal bir bellek oluşturdu. Ancak insanların cinsiyeti, derisinin rengi, etnik kimliği yüzünden ayrımcılığa uğraması, şiddet görmesi yeryüzünden silinemedi, bilakis ırkçılık bugün de endişe verici şekilde insanlığın gündeminde olmaya devam ediyor."
"Baudrillard’ın eskiden aşırı tüketim ve haz toplumunu eleştirmek ve tıkanıklığa işaret etmek için sorduğu bir soru vardı: Orjiden sonra ne yaparsınız? Orjiyi mutlak açılma ve özgürleşmenin metaforu olarak görürsek, bu sergi bu soruyu tersten soruyor gibi: Kapanmadan sonra ne yaparsınız?"
"Yazsonu’nu 1970’lerin gündelik hayatının arzu ve şiddetlerinin temsil edildiği ya da 12 Eylül’ün öngörüldüğü bir roman olarak sunmak değil amacım. Günlük ve romanı birlikte okumak, Yazsonu’nun ne türden girift ilişkiler ağının içinden neşet ettiğine dair bazı ipuçları veriyor. Tarihsel anları temsil etme, sunma ya da öngörmede saklı olan hiyerarşiden ve ayrışıklıktan azade olarak metin ve tarihin iç içe olduğu, birbirine katlanıp kıvrıldığını söylemek daha doğru."
"Edebiyatın bir şey anlatmanın çok ötesinde olduğunu, bunun yetmediğini, asla yetmeyeceğini kavramak için Adalet Ağaoğlu'nun herhangi bir romanını ya da öyküsünü okumanın yeterli olacağını sanıyorum."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık